17 Nisan 2009 Cuma

The Meaning of Life!

Bölücü bir film işte. Kimi tiksinir, kimi tapar. Hayatımda en çok güldüğüm 3 filmden biri olmasından dolayı, ikinci grubun insanıyımdır. Dün gece Digi Digi Digiturk, nasıl olduysa aynı günde iki iyi film verdi. Haftasonu oynanan maçtan sonra, benim gibi bir çok insan, "lan, gerizekalı mıyız biz, bu ligi seyretmek için para veriyoruz" tribine girdi herhalde ki, müşteriler kaçmasın diye sinema kanallarına özen göstermeye başladılar. Digiturk'e de geçirdikten sonra, Cuma niyetine bir dua edelim bari.


Dua:
Let us praise God. Oh Lord...
Oooh you are so big...
So absolutely huge.
Gosh, we're all really impressed down here I can tell you.
Forgive Us, O Lord, for this dreadful toadying. (And barefaced flattery)
But you are so strong and, well, just so super. (Fan - tastic.)
İlahi:
Oh Lord, please don't burn us,
Don't grill or toast your flock,
Don't put us on the barbecue,
Or simmer us in stock,
Don't braise or bake or boil us,
Or stir-fry us in a wok...
Oh please don't lightly poach us,
Or baste us with hot fat,
Don't fricassee or roast us,
Or boil us in a vat,
And please don't stick thy servants Lord, In a Rotissomat...

0 comments:

>

En tepeye koşkoşkoş!