27 Mart 2009 Cuma

Dj Shadow!

Bir zamanlar DJ'lerle ilgili bir film seyretmiştim, adına da internet sayesinde güç bela ulaşmıştım. Şimdi düşünüyorum, Scratch isimli bu filmi, sinemada seyretmediğim kesindi, indirmediğim de. Böylece geriye tek seçenek kalıyor; televizyonda seyrettim. Peki acaba, hangi manyak tv kanalı bu filmi verdi diye düşündüm. Cine5'tir kesin dedim ama google'layınca cnbc-e imiş onu gördüm. Neyse buradan hikaye çıkmadı. Yukarıda "Endtroducing....." albümünün kapağı bulunan DJ Shadow'da filmde yer alan isimlerden biriydi. Bahsi geçen albümün dünya tarihinde yapılmış ilk "tamamı, başka parçalardan alınmış sample'larla oluşturulmuş albümü" olduğunu çok duymuştuk. "Nasıl olur, amanın" diye çok söylenmiştik. Scratch filmi, konuyu açıklığa kavuşturmuştu. (Bu arada, videodaki record store ile albüm kapağındakinin aynı olduğu bilgisini doğrulayamadım bir türlü ama fena halde öyle olduğunu söyleyesim geliyor)


Read more...

26 Mart 2009 Perşembe

Fotoblog mu Olacağız Nedir?

Haritada yerini, kırmızı güzel çember içerisinde görebileceğiniz Tonga Krallığı yakınlarında okyanus altındaki bir volkan harekete geçti önceki hafta bilindiği üzere. Zaten olay sonrası öğrendiğimiz kadarıyla, aynı bölgede su altında bulunan 36 volkan mevcutmuş.

Yukarıdaki resimde ise Pacific Ring of Fire denilen deprem ve volkan kuşağını görüyoruz. Dünya üzerinden gerçekleşen depremlerin %80'i bu bölgede oluyormuş. Zaten Tonga açıklarındaki yanardağın faaliyete geçmesinden sonra, büyüklükleri sırasıyla 7,6 - 5,3 - 5,4 - 5,0 ve yine 5,0 olan depremler meydana gelmiş. Volkanik patlamanın ardından bölgede çekilmiş fotografların küçük halleri aşağıda, tıkla ki büyüsün.

Flaş Edit: Wellington muhabirimiz Russell Crowe, olay yerine gitmek üzere bineceği teknenin kaptanını ve mürettebatını hacamat ettiğinden, meğer bir haftadır nezarette kalıyormuş. Bu fotoğrafları o çekti sanıyorduk ama aslında Auckland Karakolu'nun wireless hizmetinden yararlanarak, big picture dan çalmış. Yazık, günah.

Read more...

You do it to yourself, you do.

Kaşınıyoruz, değil mi?

Read more...

25 Mart 2009 Çarşamba

The Decemberists - The Hazards of Love

Beklenen albüm çıkmış ama bulmak zormuş diyorlar. Bulunur mu ki? Keşke olsa! Bi tıklamaya inse.

Read more...

24 Mart 2009 Salı

Google Street View

Neler oluyor hayatta? Bir de şu google benim olsa olsa gibi kolpa bir girişle, paranoyak yazı serimize devam ediyoruz. Bayanlar baylar, izleniyoruz! Farkındasınız biliyoruz ama bir de bizden duyun ne olur ki? Malumunuz google, yok Earth idi, yok maps idi derken bayağı bir korkutmuştu bizi "Enemy of the State" tadında. Şimdi bir de street view devreye girdi, artık sokak sokak gözetleniyoruz. Biz henüz gözetlenmiyoruz belki ama bugün İngiltere'de olsun, Hollanda'da olsun yaşayan o insanlar da bizim kardeşimiz, belki bir gün yeri gelecek beraber uzaylılara karşı savaşacağız. Sabit kameralar olduğu gibi bu yukarıdaki araba gibi gezinen kameralar da mevcut artık bu izleme olayında. Mobese kamerası bilmemnesi de var bunun, suç işlerken dikkatli olun işte, iyi plan yapın, bizden de fikir alın (CSI falan yalan, bakmayın siz orada her anlatılana, önemli olan kameralara yakalanmamak).

Bu izlenme olayı filan sakat şeyler, bu anlaşılmıştır herhalde. Şimdi işin magazin boyutuna geçelim. NME ofisindeki arkadaşların canı sıkıldı herhalde "next best thing" yaratmaktan. Oturmuşlar, album kapaklarında gösterilen yerleri street view'den bulup, link atmışlar, yeri gelmiş copy, yeri gelmiş past eylemişler. Biz de aşağıya sıralayalım o vakit:


Oasis - (What's the Story) Morning Glory?

View Larger Map

David Bowie - Ziggy Stardust and the Spiders from Mars

View Larger Map
(Durduk yerde de, dünkü spiders from mars göndermemize vurgu yapmış olalım)

The Beatles - Abbey Road

View Larger Map

The Rolling Stones - Out of Our Heads

View Larger Map
Not, çok önemli not: Harita göstermek için koymadık bunları ama zaman zaman sadece harita çıkıyor. Aslında birebir sokaklar var ama neden böyle bir tuzak kurdu google bilemiyorum.

Read more...

23 Mart 2009 Pazartesi

Microsoft'tan Gelecek Senaryosu

Sağolsun Microsoft, bize daha iyi bir gelecek sağlamak için hiç durmadan çalışıyor, çalışıyor, çalışıyor. Yine durmamışlar, 2019'da bilgisayar teknolojisinin varacağı yerle ilgili bir çalışma hazırlamışlar. Fotograflar da bu çalışmanın sonuçları. Seyrettiğimiz videodan (büyük ihtimalle saçma sapan bir şekilde ve anlamsız) manalar çıkarıp, gerekli anti-kapitalist mesajları verdikten sonra videoyu da ekleyeceğiz. Şimdiii, distopik gelecek üzerine çekilen bir filmin senaryosunu alıp, bunu çok güzel bir şeymiş gibi anlatan bir film yapın bakalım. İşte karşınızda Microsoft şeysinin, videosunun senaryosu.

Neresinden bakılırsa bakılsın acayip bir dünya ile karşı karşıyayız videoda. Okulda başlayan gelecek senaryomuzda, biri Avustralyalı diğer Hint çocuğumuz aşmış bir video konferansı sayesinde birbirlerini ve kültürlerini tanıyorlar, sonra da bir bakıyoruz bu görüntüyü annelerden biri iş toplantısına gitmek üzere binmiş olduğu uçakta, önündeki bilgisayardan seyredebiliyor. Bir şirkete geçiş yapıyoruz, Minority Report ofislerinde çalışan alabildiğine yalnız bir insan. Yaptığı çalışmaları flashfolder(!) ına ekliyor, kalkıyor ve biz havaalanına geçiş yapıyoruz. Ama ne havaalanı? Bomboş. Sonrasında bir toplantıya dahil oluyoruz, mutlu çalışanlar görüyoruz. Havaalanında anne karşılanıyor, çok mutlu geçen bir iş toplantısı daha. Sonra da, sakallı amcanın evine gidiyoruz. Ama ne ev! Günümüzde de mevcut olan ama henüz Taş Devri'ni yaşayan akıllı evlerin evrimini tamamlamış hali. İçeride görüntü bu iken, evi bir de dışardan görüyoruz. El değmemiş bir ormanın içinde ahşap bir evmiş meğer. Ofis çalışanlarımıza geri dönüyoruz, gökdelenin üzerinde bir botanik bahçe yaratmanın keyfini sürüyorlar. Sonra bir bakıyoruz, bütün şehir bunu yapıyormuş. Videoyu seyretmeden bu kadar spoiler mi olur denilebilir ama asıl sürprizler görsel olduğundan senaryoyu paylaşmakta bir sakınca yok. Şimdi gelelim sorularımıza.

Bu nasıl dünya Microsoft? Patronlarımız inanılmaz doğa şartlarının içinde huzurlu bir hayat sürüyor, tamam. Üst düzey çalışanlar da über ofislerde çalışarak ve aşmış jetlerle dünyayı dolaşarak bu patronlarımızın işlerini hallediyor. Onların çocukları da, aman ne güzel teknoloji sahibi okullarında eğitimini alıyor. Gözümüz yok, okusun çocuklar. Peki ama biz neredeyiz be Microsoft, insanlar nerede? Dünyada hangi havaalanında böyle bir sakinlik görülmüş? Büyük olasılıkla iklim değişikliği nedeniyle içilebilir su kaynakları yok oldu ve dünyanın büyüüük bir bölümü bu yüzden artık yaşamıyor. E, böylece kaynaklar az kişi tarafından paylaşılınca zenginlik ve refah da artmış gördüğümüz kadarıyla. Oralardan kurtarılanlar da, kurtaranlar tarafından yeraltında işçi olarak çalıştırılıyor olsa gerek. Zaten bu teknolojiyi onlara vermeye kalksan ne olacak? Korsanını yapacak, crack peşinde koşturtacak bizi. Ama teknoloji güzel be Micro, devam böyle.


Read more...

21 Mart 2009 Cumartesi

Wayne Coyne ile Magazin Turu!

Wayne Coyne'u blog'a magazin muhabiri olarak alıyoruz. Onunla birlikte yıldızları daha iyi tanımak, kişiliklerine daha yakın bir bakış atmak niyetindeyiz. The Flaming Lips vokalisti, geçenlerde bilindiği üzere Arcade Fire hakkında bayağı bir gider yaptı. N'oluyoruz dedik ama hafızaları ve google'ı biraz zorlayıp, bunun ilk olmadığını hatırladık. Önce bir bakalım; Coyne, Arcade Fire'a özetle ne demiş?

I'm a fan of them on one level, but on another level I get really tired of their pompousness ... We've played some shows with them and they really treat people like shit. Whenever I've been around them, I've found that they not only treated their crew like shit, they treated the audience like shit. They treated everybody in their vicinity like shit. I thought, 'Who do they think they are?'
People treat Arcade Fire like they're the greatest thing ever and they get away with it. Those sort of opinions change my view of their music. They have good tunes, but they're pricks, so fuck 'em. Who does Arcade Fire think they are? I've been around groups. I've been around the Edge from U2 and he's the fucking sweetest guy ever. I was around Justin Timberlake when he was young and he was just a normal, nice, kind person. Anyone can be polite and kind and people who have the privilege and money and attention should understand that. If they don't, then fuck 'em.
Görüldüğü üzere, bu sözler sayesinde sadece Arcade Fire hakkında değil, Edge ve Justin'in kişilikleri hakkında da bilgi sahibi olduk. Şimdi araya fotograf sıkıştıralım ve ilgi çekici blog olalım.

Coyne'un mutfağı böyleymiş. Tavanda asılı "Spiders from Mars" ışıklandırması, taş görünümlü duvarlar filan hep şahane diyerek de her konuda sallamış olalım ve geçelim Coyne'un geçmişte yaptığı giderlere. İlk tespitler Richard Ashcroft ve The Verve hakkında:
We played with The Verve at Lollapalooza [an American festival] in 1994 and in person they were atrocious, egotistical fools. And I didn't care for their music that much; they played these long, psychedelic jams. They acted like they were The Rolling Stones. I heard "Bittersweet Symphony". Such a great track! I especially don't like Richard Ashcroft because he's a pompous fool, yet I'm loving that song. So I had to say, "Who am I kidding?" My hate for them cannot stop me from enjoying this great music.
Bu araya bir fotograf daha alalım ve devam edelim.

Bu da Coyne'un evinin misafir odasıymış. İki günlüğüne biz bile kalsak bu odada (biz derken, yaratıcı olamayan, oturdugu yerden sallayan herkesi kucaklıyorum), çıktığımızda "Two scientists were racing for the good of all mankind" gibi sözler yazabiliriz sanırım. Onu da beceremeyecek kadar yaratıcılık yoksunu isek -ki öyleyiz, "böyle evde normal olm böyle şeyler yazmak" der, psychedelic rüyalara dalarız -ki daldık bile. Beck hakkındaki görüşlerle devam edelim:
Beck had issues... don't print anything bad - actually, I don't care. I just don't get it when the slightest thing goes wrong before a gig and the artist is, like, fuck this. It's a total devastation to know that he's not a relaxed Californian stoner. When you hear his songs, you think he must really have some tender feelings, but then you find out it's a made-up thing.
Bu sene başında da, NME'ye Arctic Monkeys, Oasis, Duffy vs. yi de sevmediğini, çok british olduklarını söylemiş Wayne Coyne. Bu yazıyı da nereye bağlayacağız hiç bilemiyorum bu arada. Fotografla bitirelim en iyisi.

"Sen sus, notaların konuşsun"

Read more...

20 Mart 2009 Cuma

Reuben Sutherland

Yazıklar olsun, blogun ilk post'una bak. Bu post, kulağımıza küpe olsun. Gelecekte (2100, 2250) bir video görüp de gaza geldiğimizde, hemen blog'a yapıştırmayalım. Gerçi daha videoyu koymuş değilim, niye dertlendiysem? Ama gelecek bu işte, neler olacağını bilemiyorsun, korkutuyor insanı.

Başlıkta ismi yazılı arkadaş, Röyksopp'un görüntü kalitesinde aşmış yeni videosu "Happy Up Here" ın yönetmeni. O videoyu şu adresten görmek daha faydalı. Alttaki ise, The Phoenix Foundation grubu için çektiği "Hitchcock" videosu. Adamlar neler yapıyor, biz daha blog'a template yapamadık.


Read more...
>

En tepeye koşkoşkoş!